Tarih ve Köken;

Sandal ağacı, diğer ağaçların köklerine asalak sürgünlerinden beslenen küçük bir ağaç olarak büyür. Hemiparaziter, topraktaki besin maddelerini dönüştüremez.

Hindistan’da, kokulu ahşabı ile birçok tapınak inşa edildi. İncil’den bazı alıntılar, Süleyman zamanında Kudüs Tapınağı için arp, lute ve korkulukların hazırlanması için sandal ağacının kullanımına atıfta bulunur.

Sandal ağacı bugün hala Hindu ritüelleri ve törenlerinde kullanılmaktadır. Örneğin, mumyalama için Shiva Tapınaklarında kullanılan macunların bileşimine girer. Geleneksel olarak Pasifik Adaları’nda vücut ve saç üzerine uygulanan hindistancevizi yağına hoş kokulu bir katkı olarak kullanılır. Ayrıca kronik bronşit ve akciğer problemlerinin tedavi edilmesi de özellikle önerilir.

Sandal ağacının kabuklarının distilasyonundan elde edilen yağda;%30-40 alfa santalol,%10-15 beta santalol,lanceol,bergamotol,santalene gibi kendine has terpenoid bileşenleri ile lenfatik ve venöz dekonjestan,antiinflamatuar,sikatrizan,nemlendirici,sedatif,antibakteriyel,antiastmatik ve ruhsal,mental temizleyici etkileri olduğu düşünülmektedir.

Enerjik ve Duygusal Etki;

Zihni yatıştırır (Bu yüzden Hindistan’da binlerce yıldır meditasyon hazırlamak için kullanılmıştır). “Zihinsel hiperaktiviteyi” yavaşlatarak görselleştirmeye ve meditasyona yardımcı olur.

Aynı zamanda Taç ve Kök çakra arasındaki bağlantıyı güçlendirir.

Sandal ağacının kokusu egzotik bir duygusallık ve sakinlik duygusu getirir. Sandal ağacı, manevi ve kendi kendini iyileştirme çalışmalarının hazırlanmasında kullanılır.

Ruhun evrimi, Kundalini’yi uyandırıp cinsel enerjileri evcilleştirerek elde edilir. Enerjik düzeyde, sandal ağacı sakral çakranın kadınsı enerjilerinin merkezini kök çakranın eril enerjileri ile hizalar ve dengeler. Bu hizalama, kundalini’nin omurganın tabanına sarılmış enerji rezervini serbest bırakır. Bu enerjiyi serbest bırakarak kök salmaya ve kalple bağlantı kurmaya başlayabilir.

Sandal ağacı, cinsel arzunun ateşini yatıştırır ve Gerçek Aşk’ın anlamını öğrenme sürecini kolaylaştıran bir bütünlük hissi getirir. Gerçek Aşk’ın doğasını keşfederek, cinsiyetin İlahi ve Kutsal doğasını daha iyi anlayabiliriz.